NieR: Automata 2017 yılında çıkış yapmış, JRPG türünde bir video oyunudur. Türü sevenlerin genellikle beğendiği bir yapım olsa da olumsuz eleştiriler de almıştır. Bu yazıda NieR: Automata'yı bir oyun olarak değil, felsefi derinliği ve sorgulatmak istedikleri bakımından inceleyelim. Oyun, temelinde bilim kurgu temalı gibi gözükse de yalnızca bir bilim kurgu hikayesi sunmakla kalmaz, aynı zamanda oyuncuları insanlık, varoluş ve özgürlük gibi temel felsefi sorularla yüzleştirir. Yoko Taro’nun yaratıcı vizyonu, bu temaları sadece diyaloglar ve karakter gelişimi aracılığıyla değil, aynı zamanda oyunun mekanikleri ve tasarımı aracılığıyla da keşfeder.
Merkezinde, insan yaratıcılarının yok oluşu sonrasında anlamını yitirmiş bir mücadele olarak sunulan androidler ve makineler arasındaki savaş yer alır. Bu durum, oyunculara “Eğer yaratıcılarımız yoksa, bizim amacımız nedir?” gibi varoluşsal sorular sormaya teşvik eder. Ancak NieR: Automata, bu soruları sormakla kalmaz, aynı zamanda oyuncuların bu sorulara kendi cevaplarını bulmalarına olanak tanır. Oyun, karakterlerin özgür iradesi ve seçimlerinin önemini vurgularken, androidler ve makinelerin zamanla kendi kararlarını vermeye başlamasını izleriz. Bu, özgürlük ve determinizm arasındaki ilişkiyi keşfeder ve oyunculara kendi seçimlerinin önemini hatırlatır.
Ölüm ve yeniden doğuş kavramları da NieR: Automata’nın felsefi yapısında önemli bir yer tutar. Androidlerin bedenleri yok edilebilirken, verileri başka bir bedene aktarılabilir. Bu, ölümün ne anlama geldiği ve kişiliğin devamlılığı üzerine düşünmeyi sağlar. Oyun, bireyin kendisi veya kişinin gerçek özünün ne olduğunu sorgulayan birincil felsefi konulara da değinir.
NieR: Automata, bir neden bulma, yaşamak için bir sebep bulma, savaşmak için bir neden bulma ve bu mücadele üzerine derin bir umutsuzluk hissi gibi konular etrafında döner. Oyun, felsefi ve teolojik temaları keşfetme konusundaki ilgisini açıkça belli eder ve oyuncuları bu temalar üzerine düşünmeye davet eder.
Anlatı tasarımı açısından, NieR: Automata, oyun mekanikleri, sistemleri, ses tasarımı, kullanıcı arayüzü, tür konvansiyonları ve daha fazlasıyla hikaye anlatımını nasıl zenginleştirdiğini gösteren, dikkate değer bir başarıdır. Oyunun hikayesi, karakterleri ve yazımı kadar, mekaniklerin ve sistemlerin oyun deneyimine katkısı da büyüktür.
Bu özellikleriyle NieR: Automata, felsefi anlatımda neden bu kadar iyi olduğunu kanıtlıyor ve oyuncuları kendi varoluşları üzerine derinlemesine düşünmeye sevk ediyor. Oyun, sadece bir Aksiyon JRPG başlığından daha fazlası olduğunu ve Yoko Taro’nun anlatı derinliğini göz ardı eden birçok inceleme ve görüşün aksine, oyunun felsefi anlatımındaki ustalığını ortaya koyuyor. Eğer bu türe ilgi duymuyorsanız bile felsefesi ve eleştirel düşünceye zemin hazırlaması nedeniyle NieR: Automata göz atılmaya değer bir eser gibi görünüyor.